Karadeniz'in Kıyıcığında...

Eveeettt nihayi tatil planım ne yazıkki kocasız oldu ama sevgili Melek ile birlikte tabiri caiz ise 'onun memleketine' tatile gittik.Neresimi:Artvin-Arhavi...Taaaaaaaaa karadenizin en ucunda Sarp'a a kadar uzanan bir yer.
İzmir'den Trabzona olan ucusumuzu panik atak olan ve uzun bir tedavi surecinden sonra ilk defa ucacak olan Melek ile nasil basa cıkarım diye dusunerek gecirdim ama aferin ona ki hic heyecanlanmadı ve sağ salim Trabzon'a indik.Ordan maceralı bir sekilde 2,5 saatlik bir yolculukla Arhavi'ye gectik.Hava cok bunaltıcı bir sıcak ve rutubet ile karismis adeta bize nefes almayın siz der gibi ustume ustume geliyodu...Yapış yapiş bir hava vardı Antalya'dan beter anlıyacagınız ama bu arada çay fabrikalarından yayılan taze çay kokusu bu bunaltıyı azda olsa bastırıyordu...Dusunsenize sabah sizi sokaklardan odanızın icine suzulen taze demlenmis cay kokusu uyandırıyor ve sizde hemen ayılıp dogru mutfaga sizin icin sevgili Melekin teyzesi Hacer annenin demledigi cayı trabzon ekmegiyle yemege basliyorsunuz..Harika bir his..
Vardıgımız gun Arhavinin meshur 'Çifte kopru' sune gittik...Her yer ama her yer yemyeşil ve taşın altından çıkan hatta fışkıran su...Muhtesem bir doğa harikası orası...
Ha bu arada oraya vardığımız gun sevgili fotograf makinem bana küstü ve bozuldu..Cok üzüldüm hatta simdi yolda Can abisine gidiyor tamir olmaya o yuzden bütün fotograflar Melek tarafından cekildi..Yarın obur gun telif melif ister simdi burda belirteyim dedim...